GÖÇMEN KUŞLAR Küçücük kolibri kuşundan koskoca kartallara kadar binlerce kuş türü her sene vakti geldiği zaman üreme ve kışlama bölgeleri arasında uzun yolculuklar yaparlar Yılda iki defa Kuzey ve Güney yarımküreleri arasında göç ederler Kış aylarında havaların soğumasıyla besin bulmak zorlaşır ve rekabet artar Bu sebeple Kuzey yarımkürede üreyen göçmen kuşlar, her sonbaharda Güney yarımküreye doğru göç hareketine girişir Güney daha sıcak ve besin bakımından daha zengin olduğundan iyi bir kışlama alanı teşkil eder İlkbaharın başlamasıyla da güneyden kuzeye dönüş göçüne başlarlar İlkbaharda kuzey bölgeleri kuş akınlarına uğrar
İlkbaharda kuzeye gelen kuşlar, ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsimleri olmak üzere yılın dörtte üçünü bu geniş alanlarda geçirirler Yalnız kış mevsiminde tropik bölgelerde barınırlar
Barn kırlangıçları, her ilkbaharda Brezilya ve Arjantin'den yola çıkarak 4350 kilometrelik tehlikeli bir yolu aştıktan sonra Labrador ve Alaska'ya gelerek yumurtlarlar Baltimorsarıasması, her Mayıs ayında Güney Amerika'dan kalkarak 1250 kilometrelik bir yolculuktan sonra New York'un Scardale bölümüne gelir
Kuzey Amerika ormanlarında yumurtlayan siyah çalı bülbülleri, her sonbahar gökyüzünde büyük sürüler halinde bir araya gelerek kışlamak için Atlantik sahillerine ve Güney Amerika'ya göç ederler Ağırlıkları 9-10 gram gelen bu küçücük kuşlar hiç mola vermeden asgari 86 saat boyunca uçarak 1500 kilometrelik bir mesafe kat ederler İlkbaharda göç eden diğer birçok tür gibi geldiği rotayı takip ederek tekrar eski yerlerine geri dönerler İspinozun dişisi göç ettiği halde erkeği göç etmez Türkiye'de de leylekler, kırlangıçlar ve daha birçokları sonbahar geldiğinde binlerce kilometreyi aşarak Afrika'ya göç ederler Bir yıl önce kışladıkları yerlerine giderler İlkbaharda ise, kuzeye göç ederek kuluçka yuvalarına dönerler Türkiye, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında göç eden kuşlar için bir köprü oluşturması ve 400'ü aşkın göçmen türü barındırması bakımından özel bir konuma ve milletlerarası önemi haizdir
Kuşların ayaklarını halkalama metoduyla, radar veya uçaklarla takip ederek, birçok türün göç yollarının haritaları çıkarıldı Kuş göçleri herkes tarafından görülmeye değer büyük bir şovdur
Göçmen kuşların çoğu (özellikle küçük ötücü kuşlar) göç için gerekli enerjiyi uzun yolculuğa çıkmadan önce ne bulurlarsa yiyerek vücutlarında depoladıkları yağdan sağlarlar Yağ onların adeta yakıt tankıdır Bazıları göçten hemen önce ağırlıklarını iki katına çıkartırlar Nijerya'da kışlayan ötleğenlerin ağırlığı, Ekim-Şubat ayları arasında 10-13 gr gelir Avrupa'ya dönüşten önce Mart-Nisan aylarında ve bilhassa Mayıs başında 20 gr'a ulaşır
Yapılan hesaplamalarda, 8 gr yağa sahip olan bir bülbülün, 3000 km uçabilecek kadar yakıta sahip olduğu anlaşılmıştır Bu yakıtla Büyük Sahra'yı kolayca aşabilmektedir Kırlangıçlar ise önceden yağ depolamazlar Yol boyunca rastladıkları böcekleri avlayarak gerekli enerji ikmalini yaparlar
Yırtıcı kuşlar, leylekler, turnalar ve pelikanlar gibi iri yapılı kuşlar, bedenlerinin büyüklüğü sebebiyle yağ depolayamazlar Onlar, göç yolculuklarında, güneşin, toprak ve üstündeki hava katmanlarını ısıtması sonucu yükselen vetermal olarak adlandırılan hava kitlelerini kullanırlar Geniş kanatlarını kullanarak bir termal yardımıyla yükselir ve termalden termale süzülerek yollarına devam ederler Bu metodla az enerji harcamış olurlar Denizler üzerinde termallerin oluşmaması, karalar üzerinden dolaşarak daha uzun göç yollarını takip etmelerine sebep olur.Yolculuk ve mola esnasında da avlanmalarına devam ederler
Göç sırasında bir kısmı gündüz, bir kısmı ise gece uçarlarİlkbaharda kuzeye gelen kuşlar, ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsimleri olmak üzere yılın dörtte üçünü bu geniş alanlarda geçirirler
Barn kırlangıçları, her ilkbaharda Brezilya ve Arjantin'den yola çıkarak 4350 kilometrelik tehlikeli bir yolu aştıktan sonra Labrador ve Alaska'ya gelerek yumurtlarlar
Kuzey Amerika ormanlarında yumurtlayan siyah çalı bülbülleri, her sonbahar gökyüzünde büyük sürüler halinde bir araya gelerek kışlamak için Atlantik sahillerine ve Güney Amerika'ya göç ederler
Kuşların ayaklarını halkalama metoduyla, radar veya uçaklarla takip ederek, birçok türün göç yollarının haritaları çıkarıldı
Göçmen kuşların çoğu (özellikle küçük ötücü kuşlar) göç için gerekli enerjiyi uzun yolculuğa çıkmadan önce ne bulurlarsa yiyerek vücutlarında depoladıkları yağdan sağlarlar
Yapılan hesaplamalarda, 8 gr yağa sahip olan bir bülbülün, 3000 km uçabilecek kadar yakıta sahip olduğu anlaşılmıştır
Yırtıcı kuşlar, leylekler, turnalar ve pelikanlar gibi iri yapılı kuşlar, bedenlerinin büyüklüğü sebebiyle yağ depolayamazlar
Deniz kıyı kırlangıçlarının göçmen yollarıGündüzleri birbirini gören hayvanlar, geceleyin de seslerle birbirinden ayrılmazlar
1 - leylek : uzunluğu 1 metre, kanat aralığı 1,70 metre dır. bütün Avrupa da ve batı asya da yazın yuva yaparak, yaşayan göçebe bir kuştur. güz gelmeden göçerek afrika da kışı geçirirler. su kenarlarında küçük hayvanlarla beslenirler. Yurdumuz da özellikle çok sevilen bir hayvandır. yurdum insanı ilkbaharda leyleklerin gelmesini dört gözle bekler. Yurdumuz da leylekle ilgili çok deyim vardır. bunlardan bazıları leylek getirdi, leylek gibi, leyleği havada mı gördün, yılan kaçtı leylek arıyorum.
2 – guguk:vücut uzunluğu 32 cm. kanat aralığı 60 cm. ötüşü ve asalak yaşamı ile ünlüdür. yaz aylarında Anadolu ve Avrupa ‘da kış aylarında afrıka’ ya göç ederek yaşar. dışı guguk kuşu yumurtalarını ötücü kuşların yuvasına bırakır. guguk kuşları böceklerle beslenir.
3– kırlangıç:vücut uzunluğu 20 cm. kanat aralığı 35 cm civarındadır. ilkbaharda gelen ilk göçmen kuşlardandır. yaz aylarında Avrupa ve Anadolu da kış aylarında Afrika da kışlar. yuvalarını insanların çok bulunduğu saçak ve damlara çamurdan yaparlar. uçarak havada ki böceklerle beslenir.
4 – kara sagan:vücut uzunluğu 16 cm. kanat aralığı 40 cm. civarindadir. Avrupa da ve Anadolu da yaşar afrıka ‘da kışlar. çok hızlı uçarlar. (200 km /sa) kanatları tırpan biçimindedir. akşamları çığlık atarak uçarlar. uçarak böcekleri avlayıp beslenirler. bu kuş gökte uçarak uyuyabilir.
5 – yaban kazları:Yaban kazları Anadolu ya göç ederken kullanmaktadır. bir düzen içerisinde uçarak hem geçerken ve hem de dönerken Anadolu üzerinden geçer. bu geçiş esnasında Anadolu nun değişik yerlerinde konaklar. kışı Avrupa da geçiren yaban kazları kışı Afrika da Nil nehri kıyılarında ve Asya nın güney kısımlarında geçirir. geçiş esnasında Anadolu nun Fırat nehri kıyılarında, Ceyhan ve Seyhan nehri kıyılarında, Dicle nehri kıyılarında veya Anadolu nun değişik nehir kıyılarında görmek mümkündür. 6 – yaban ördeklerı:Yaban ördekleri de aynen yaban kazları gibi Anadolu da bulunur. yaban ördeği kışı Anadolu da geçirir. yaban ördeklerinin birçok türü mevcuttur. avcıların gözde kuşlarından bir tanesidir. Anadolu da avcıların en çok hikayesini anlattığı kuşlardandır. eti lezzetlidir. 7 — kelaynak kuşları:Kelaynak kuşları da göçmen kuşlardandır ancak, koruma altında oldukları için göçmelerine müsaade edilmemektedirler. kelaynak kuşları da Anadolu dada yaşamaktadır.
" GÜNEŞE GÖRE HAREKET "
Sonbaharda güneye göç eden bir kuş yakalanarak bir kafese konursa, ilginç bir olay gözlenir Kafes ne tarafa çevrilirse çevrilsin, kuş daima göç istikameti olan güneye döner
Alman kuş bilgini Gustave Kramer yapmış olduğu gözlem ve deneyleriyle kuşların yönlerini güneşe göre kestirdiklerini ilk bulanlardandır Ekim aylarında yakaladığı Avrupa sığırcıklarını altı şeffaf olan yuvarlak boş kafeslere koydu Kafesin şeffaf kısmında davranışlarını gözledi Bunların kafeslerinde rahat durmadıklarını, durunca bile kafesin bir köşesinde güney istikametine devamlı döndüklerini gördü Güney bu kuşların normal göç istikametiydi Kafes döndürülünce kuşlar da buna uyarak tekrar dönüyorlardı İlkbahar aylarında kuşlarda yine göç huzursuzluğu başlıyordu Bu sefer de tam aksi istikamete, yani kuzeye dönüyorlardı Güneş ışığından başka bir şey görmeyen sığırcıklar, hep doğru istikamete dönüyorlardı Kramer kafese gelen güneş ışığının istikametini değiştirmeye karar verdi Döner aynalar kullanarak ışığın kafese giriş istikametini 90 derece değiştirdi Kuşlar da buna bağlı olarak yönlerini 90 derece değiştirdiler Demek ki, güneşe göre, yönlerini ayarlıyorlardı
Kuşların çoğu gündüz güneşe göre hareket ederler Ancak birçok kuş da gece göç eder Yapılan araştırmalar kuşların gündüz güneşe, geceleyin ise ay ve yıldızlara göre uçuş istikametlerini bulabildiklerini ispat etti
Ardıç kuşları gökyüzünü göremeyecekleri yuvarlak bir kafese konulduklarında göç huzursuzluğuyla mevsimlik göç istikametlerine döndükleri tesbit edildi İyi ama bunlar güneşi, ayı ve yıldızları göremedikleri halde yönlerini nasıl buluyorlardı?
Araştırmalar birçok hayvanın vücutlarında biyolojik pusulalara sahip olduklarını ortaya çıkarmaktadır
Sonbaharda güneye göç eden bir kuş yakalanarak bir kafese konursa, ilginç bir olay gözlenir
Alman kuş bilgini Gustave Kramer yapmış olduğu gözlem ve deneyleriyle kuşların yönlerini güneşe göre kestirdiklerini ilk bulanlardandır
Kuşların çoğu gündüz güneşe göre hareket ederler
Ardıç kuşları gökyüzünü göremeyecekleri yuvarlak bir kafese konulduklarında göç huzursuzluğuyla mevsimlik göç istikametlerine döndükleri tesbit edildi
Araştırmalar birçok hayvanın vücutlarında biyolojik pusulalara sahip olduklarını ortaya çıkarmaktadır
" BİYOLOJİK PUSULA "
Amerikalı araştırıcılardan Walcott ilk olarak bazı deneyler yaptılar ve güvercinlere küçük mıknatıslar takınca kuşların yönlerini tamamen şaşırdığını gördüler Araştırmalar neticesinde göçmen kuşların boyun kısımlarında ferromanyetik taneciklerin bulunduğu ve arzın manyetik alanına göre hassasiyet gösterdikleri keşfedildi Şimdiye kadar tetkik edilebilen göçmen kuşların kafa yapısında bulunan taneciklerin demir açısından zengin bir mineral olan manyetit (Fe3O4) olduğu anlaşıldı
Bu tabii pusulalarından göç esnasında azami derecede istifade ederler Dünyanın manyetik alanının kuvvet çizgilerine göre kendi durumlarını tesbit ederek doğru yönü bulurlar Kafalarının içindeki bu pusulaları sayesinde kapalı havalarda da yollarını bulurlar Bulutlu bir günde bile yönlerini şaşırmazlar Fakat başlarına kuvvetli bir mıknatıs bağlanınca bulutlu günde güvercinler yollarını tamamen kaybederler Çünkü takılan mıknatısın oluşturduğu suni alan, tabii manyetik alanı değiştirir Onlara evlerini bulduracak hiçbir ipucu bırakmaz.
Amerikalı araştırıcılardan Walcott ilk olarak bazı deneyler yaptılar ve güvercinlere küçük mıknatıslar takınca kuşların yönlerini tamamen şaşırdığını gördüler
Bu tabii pusulalarından göç esnasında azami derecede istifade ederler
· Güvercinlerin boyun kısmında pusula vazifesi gören manyetit adlı maden zerreciklerinin keşfinden sonra, kuşların yönlerini koku alarak da bulabildikleri ortaya çıkarılmış
" KOKU ALMA KOORDİNAT ŞEBEKESİ "
Posta güvercinleri doğru rota bulmaya yarayan bir koku alma organına sahiptirler; koku alma organlarını yuvalarına dönüşte kullanmakta ve atmosferde her tarafa dağılmış zerreler halindeki maddecikler, güvercinlerin koku alma koordinat şebekesinin muhtemelen temelini teşkil etmektedir Max Planck Enstitüsünün Seewiesen deki davranış psikolojisi bilginleri bunu böyle tahmin etmektedir
Koku alma duyusu asgari 700 km'ye kadar olan mesafelerde yön bulma için vazgeçilmez bir vasıtadır Kuşlar herhalde havadaki zerrecikleri algılamakta, bunlar yardımıyla yabancı bölgelerde mevki tayini yapmaktadırlar Bunun için hangi maddelerin sözkonusu olduğu şu ana kadar tesbit edilememiştir
Daha 30 sene önce, posta güvercinlerinin de diğer göçmen kuşlar gibi güneşipusula olarak kullanabildikleri ispatlanmıştı Daha sonra yerin manyetikalanının da aynı şekilde kendilerine yön belirleyici olarak hizmet ettiği tesbit edilmişti Bununla beraber koku alma koordinat şebekesinin varlığı anlaşılmadan önce, posta güvercinlerinin yüzlerce kilometre uzaklıktaki yuvalarını nasıl bulabildikleri ikna edici bir şekilde izah edilememekteydi.
Pusula kullanmak isteyenin haritaya da ihtiyaç duyacağı ilim adamlarının tebliğinde yer almaktadır Bu haritanın güvercinlerin koku alma organı ile bağlantılı olması gerektiğine Pizalı araştırıcılar dikkat çekmişlerdi Çünkü, koku alma duyuları ortadan kaldırılmış güvercinler yuvalarını artık bulamamaktaydı Kuşlar çok iyi hava tahmincileridir Havadaki çok hafif barometrik basınç değişimini fark edebilirler Fırtına çıkacağını önceden keşfederler Keskin bir görme gücüne sahiptirler Deneyler güvercinlerin polarize ve ultraviyole ışınları da gördüklerini ortaya çıkardı Bu ışıklardan denizlerden uçarken faydalanırlar Ayrıca, frekansı çok düşük uzun dalga alt sesleri de duyarlar İnsan kulağı saniyede 10-20 titreşimin altındaki sesleri duyamaz Kuşlar ise çok daha düşük sesleri işitebilirler Bunun sayesinde göç eden bir kuş kendisinden çok uzakta patlayan bir fırtınayı veya 1000 km uzaktaki gök gürültüsünü işitebilmektedir Binlerce kilometre ötedeki atmosfer basıncı değişikliklerinin meydana getirdiği çok düşük frekanslı elektromanyetik dalgaları fark edebilmektedir Kuşlar insanlardan çok daha geniş bir dünyayı görür, duyar ve hissederler
Milyonlarca göçmen kuşun uzun mesafeler kat ederek yaptığı yolculuk insanlar için hayati değer taşır Kuşlar zararlı böceklerin baş düşmanıdır Karaların çoğunun bulunduğu kuzey bölgelerine göç etmeselerdi ve yılın dörtte üçünü burada geçirmeselerdi, haşereler buralarda muazzam bir bitki katliamı yapardı Baharda milyonlarca böcek, bitkiler üzerine yumurta bırakır Bunlardan çıkan tırtıllar, kuşlar tarafından yenilerek kontrol altında tutulur Çeşitli kurt, böcek ve çekirge yumurtalarını yiyerek mutlak bir kıtlığın önüne geçerler
Posta güvercinleri doğru rota bulmaya yarayan bir koku alma organına sahiptirler; koku alma organlarını yuvalarına dönüşte kullanmakta ve atmosferde her tarafa dağılmış zerreler halindeki maddecikler, güvercinlerin koku alma koordinat şebekesinin muhtemelen temelini teşkil etmektedir
Koku alma duyusu asgari 700 km'ye kadar olan mesafelerde yön bulma için vazgeçilmez bir vasıtadır
Daha 30 sene önce, posta güvercinlerinin de diğer göçmen kuşlar gibi güneşipusula olarak kullanabildikleri ispatlanmıştı
Pusula kullanmak isteyenin haritaya da ihtiyaç duyacağı ilim adamlarının tebliğinde yer almaktadır
Milyonlarca göçmen kuşun uzun mesafeler kat ederek yaptığı yolculuk insanlar için hayati değer taşır
· Manyetik alanı hissedebilen hayvanların listesi günden güne artmaktadır Manyetik bakteriler,
arılar, güvercinlerden sonra en çok incelenen canlılardır Manyetit, arıların karınlarının ön kısmında yer alan denge organının yakınında bulunur Aynı maddenin varlığı yunusların kafasında da keşfedildi Araştırmalar,köpekbalıklarının da dünyanın manyetik alanındaki değişimleri hissedebildiğini ortaya çıkardı.
" GÖÇ NEDENLERİ "
Kuşların bir kısmı, niçin ölüm pahasına uzun göçlere girişirler? Niçin diğer kuşlar gibi, göçmen kuşlar da yurtlarında kalıcı değildir? Bunları göçe zorlayan nedir? Soğuktan kaçmak ve besin bulmak için mi? Bu, ancak birçok sebebin bir kısmı sayılabilir Çünkü birçoğu, gerekli besin ve elverişli iklim şartlarından çok daha fazla yolculuk yaparlar Bazı türler de havaların soğuması ve besin azlığının baş göstermesinden önce güneye inerler Her göçmen kuş türü göç vaktinin geldiğini nasıl anlar? Kuşlarda göç isteğini uyandıran ve onları direnmeksizin yola çıkmaya zorlayan biyolojik saat nasıl çalışır? Hareket saati ne zaman çalar? Gidecekleri yeri nasıl bilir ve vardıklarında nasıl tanırlar? Yanılmadan yollarını nasıl bulur, hedeflerinin yönüne doğru nasıl uçar veya yüzerler?
Kuşlar hava kirliliğinden,pil atıklarından,besin azlığından,iklim tiplerinden dolayı göç ederler Bütün bu sorulara tatminkar cevap bulmak oldukça güçtür Bilim adamları son yıllarda göçlerle ilgili kıymetli bilgiler elde ettiler Bununla beraber halen çözüm bekleyen sayısız bilmece mevcuttur Ancak aşikare olarak görülen şudur ki; göçmen kuşlar yerleşik olanlardan ayrı bir bünyeye sahiptir Birçok yön bulma yetenekleri ile birlikte doğarlar İlkbahar ve sonbaharda günlerin uzayıp kısalmasıyla gün ışığına bağlı olarak göçmen kuşların hipofiz ve epifiz bezlerinin hormon salgısı değişmeye başlar Hormon uyarısıyla bünyelerinde, önüne geçilmez bir göç isteği belirir Yapılan incelemeler neticesinde, gün aydınlığı süresinin değişmesine bağlı olarak kuşların eşeylik organlarının (erbezi ve yumurtalıkların) büyüyüp küçüldüğü tespit edilmiştir
William Rowan aynı türden iki kuş grubunu sert Kanada kışında ayrı kafeslere yerleştirerek farklı ışık periyotlarına tabi tuttu Bu deneyle fotoperyodizm’in (ışık sürelerinin) kuşlardaki etkisini gözledi Normal gün ışığına maruz bırakılan birinci grubun vücutlarında görünür bir değişim olmadı Işık periyodu arttırılan diğer kafes kuşlarının ise eşeylilik organları ve kanatları ilkbahar mevsiminde olduğu gibi büyüdü Her iki grup da serbest bırakıldığında, ikinci grubun hazırlıksız bir göç girişimine kalkıştığı tespit edildi
Kuşların, göçü etkileyen fotoperyodizme paralel olarak vücutlarında yağ birikiminden başka, yön bulma yetenekleri, yerin manyetik alanına, havanın barometrik basıncına, polarize ve ultraviyole ışınlarına, frekansı çok düşük seslere ve kokuya olan duyarlılıkları da onları son model cihazlarla donatılmış bir pilottan üstün kılar Vakti geldiğinde bünyelerinde göç saati çalar Programlanmış en modern kompütürlerden daha karmaşık olan bu varlıklar itirazsız göç emrine boyun eğerler Eski yerlerine döndüklerinde, çoğu zaman ayrıldıkları ağaca, hatta uçuşa kalktıkları aynı dala konarlar
Bütün göçmen türler, her yıl aynı zamanda göç etmezler Bazen hava durumu sebebiyle hareketlerini değiştirebilirler Fakat San Juan Capistrona kırlangıçları gibi bazıları da her yıl göçmen bir biçimde aynı günler içinde göç yerlerine gidip gelirler Umumi olarak gece uçarlar Gündüz yiyecek bulmak için avlanırlar
Kuzey kutbundan kalkan bir kuşun, elinde bir harita ve pusulası varmış gibi yüzlerce kilometre ötede hedefine varması ve vakti gelince tekrar aynı noktaya dönüşünü izah etmek oldukça güçtür Hele, yeni yumurtadan çıkan yavruların, uçmayı öğrendikten hemen sonra, hiç bilmedikleri ana ocağına tek başına dönmeleri son derece şaşırtıcı bir olaydır Tek bir rota üzerinden uçmaları ve kendilerinden bir önceki neslin yaşadıkları topraklara konmaları fevkalade bir yön bulma tekniğinin varlığını gösterir
Uzun zaman, göçmen kuşların yollarını, coğrafi işaretlere göre buldukları zannediliyordu Gerçekten de gündüz uçan birçokları deniz kıyılarından, vadi yataklarından, dağ silsilelerinden ve kıyılardan giderler Bunları yol bulma işareti olarak kullanırlar
Ancak kuşlar yollarını yalnız bu tip coğrafi işaretlerle tayin etselerdi, gece yol alanlar hedeflerine varamazdı Çok uzak yerlerden salıverilenler de şaşkına dönerdi Birkaç yıl önce Pasifik'ten geçen uçaklar için tehlikeli olmaya başlayan albatrosların bir kısmı, yakalanarak Filipinler'e nakledildi 2560 kilometre mesafeden bir ay içinde geri döndüler Diğer bir kısmı ise, tam aksi istikamete doğru götürüldü Bu kuşlar da, bir günde 200 kilometre mesafe uçarak 10 gün içinde hiç bilmedikleri yollardan geçerek asıl bölgelerine geri geldiler
Belki de en esrarlı mesele kuşların şaşırmadan, binlerce kilometre, hiçbir nirengi (işaret) noktası, yön alacak yeri olmadan yönlerini nasıl bulduğudur
Bunu nasıl yapıyorlar? Eskiden ornitologlar (kuş uzmanları) kuşların rüzgarlarla, dünyanın manyetik alanıyla veya korüolis tesiriyle (dünyanın ekseni etrafında dönmesinden kuzey yarımkürede hava akımlarının sağa, güneyde sola sapma göstermesi) yönlerini bulduklarını iddia ederlerdi Yine eskiden genç kuşların yaşlıları takip ettiğini zannederlerdi Ancak Frank Belrose'nin yapmış olduğu araştırmaya göre, bu fikirler geçersiz kabul edildi Mesela, güneye doğru göç etmekte olan mavi kanatlı ördek kuşlarından bir grubu yakalanarak işaretlendi Yetişkinleri hemen salıverildi Gençler, yaşlılar güneye iyice yaklaştıktan sonra bırakıldı Güneye ve göç edilecek sahaya daha önce hiç uçmamış genç kuşlar, aynı yollardan geçerek aynı yere vardılar Gittikleri istikametten o kadar emindiler ki, genç olduklarından yaşlılardan daha hızlı gittiler Bu kuşlar, yaşlı kuşları değil, bünyelerinde doğuştan mevcut olan yön bulma sistemini takip ettiler
Başka bir deneyde bir grup dalgıç kuşu İngiltere'deki Stockholm Adasından alınarak Venedik'ten salıverildi Bu kuşlar karalardan geçmeyi sevmedikleri halde Alp Dağlarını aşarak Fransa üzerinden İngiltere'deki yuvalarına vardılar Yapılan bu tip araştırmalar göçmen kuşların yollarını tayin ederken biyolojik pusulalarına destek olarak yeryüzü şekillerinden ve güneşten de istifade ettiklerini ortaya koydu
Son senelerde Almanya'da yapılan araştırmalar, göçmen kuşların daha yumurtadan çıkar çıkmaz, ne zaman, nasıl ve hangi yol üzerinden göç edeceklerini, nerede durup dinleneceklerini ve nereye ineceklerini önceden bildiklerini ortaya çıkardı Araştırma ekibinden Peter Berthold Almanya'dan Ekvator Afrikası'na göç eden kara başlı ötleğenleri (Sylvia atricapilla) ile yaptığı araştırmalar sırasında, iki ayrı soya mensup ötleğenden meydana gelen yavruların, göç yollarının ne analarının ne de babalarınınkine benzediğini, ikisinin arasında bir başka göç yolu bulduklarını belirledi
Mesela, annenin göç yolu İspanya-Cebelitarık üzerinden Fas, babanın ki Yugoslavya-Türkiye üzerinden Mısır ise, bunlardan meydana gelen yavruların Tunus üzerinden geçen ortalama yolu tercih ettikleri tespit edildi Böylece bu davranışların, kuşların genetik yapısına daha önceden yazılmış ve irsi olduğu ortaya kondu
Bütün bunlara rağmen kuşların çoğu zaman göç yollarını değiştirdikleri ve bunda genetik unsurların yanı sıra bazı çevre faktörlerinin de etkili olduğu bilinmektedir Mesela, kuşların yemesi için pencerelerde kırıntıların bulundurulmasının adet olduğu Büyük Britanya, Almanya'dan sıcak bölgelere göç eden kuşları çekebilmektedir
Çeşitli deneyler genç kuşların içgüdüsel bir yön duyusuna sahip olduklarını ve buna uyduklarını, yaşlı ve tecrübelilerin ise harikulade bir pusulaya ve yerlerinden uzaklaştırıldıklarında dahi rota değiştirip doğru yolu bulabilme yeteneğine sahip olduğunu göstermektedir
Kuşların bir kısmı, niçin ölüm pahasına uzun göçlere girişirler? Niçin diğer kuşlar gibi, göçmen kuşlar da yurtlarında kalıcı değildir? Bunları göçe zorlayan nedir? Soğuktan kaçmak ve besin bulmak için mi? Bu, ancak birçok sebebin bir kısmı sayılabilir
Kuşlar hava kirliliğinden,pil atıklarından,besin azlığından,iklim tiplerinden dolayı göç ederler
William Rowan aynı türden iki kuş grubunu sert Kanada kışında ayrı kafeslere yerleştirerek farklı ışık periyotlarına tabi tuttu
Kuşların, göçü etkileyen fotoperyodizme paralel olarak vücutlarında yağ birikiminden başka, yön bulma yetenekleri, yerin manyetik alanına, havanın barometrik basıncına, polarize ve ultraviyole ışınlarına, frekansı çok düşük seslere ve kokuya olan duyarlılıkları da onları son model cihazlarla donatılmış bir pilottan üstün kılar
Bütün göçmen türler, her yıl aynı zamanda göç etmezler
Kuzey kutbundan kalkan bir kuşun, elinde bir harita ve pusulası varmış gibi yüzlerce kilometre ötede hedefine varması ve vakti gelince tekrar aynı noktaya dönüşünü izah etmek oldukça güçtür
Uzun zaman, göçmen kuşların yollarını, coğrafi işaretlere göre buldukları zannediliyordu
Ancak kuşlar yollarını yalnız bu tip coğrafi işaretlerle tayin etselerdi, gece yol alanlar hedeflerine varamazdı
Belki de en esrarlı mesele kuşların şaşırmadan, binlerce kilometre, hiçbir nirengi (işaret) noktası, yön alacak yeri olmadan yönlerini nasıl bulduğudur
Bunu nasıl yapıyorlar? Eskiden ornitologlar (kuş uzmanları) kuşların rüzgarlarla, dünyanın manyetik alanıyla veya korüolis tesiriyle (dünyanın ekseni etrafında dönmesinden kuzey yarımkürede hava akımlarının sağa, güneyde sola sapma göstermesi) yönlerini bulduklarını iddia ederlerdi
Başka bir deneyde bir grup dalgıç kuşu İngiltere'deki Stockholm Adasından alınarak Venedik'ten salıverildi
Son senelerde Almanya'da yapılan araştırmalar, göçmen kuşların daha yumurtadan çıkar çıkmaz, ne zaman, nasıl ve hangi yol üzerinden göç edeceklerini, nerede durup dinleneceklerini ve nereye ineceklerini önceden bildiklerini ortaya çıkardı
Mesela, annenin göç yolu İspanya-Cebelitarık üzerinden Fas, babanın ki Yugoslavya-Türkiye üzerinden Mısır ise, bunlardan meydana gelen yavruların Tunus üzerinden geçen ortalama yolu tercih ettikleri tespit edildi
Bütün bunlara rağmen kuşların çoğu zaman göç yollarını değiştirdikleri ve bunda genetik unsurların yanı sıra bazı çevre faktörlerinin de etkili olduğu bilinmektedir
Çeşitli deneyler genç kuşların içgüdüsel bir yön duyusuna sahip olduklarını ve buna uyduklarını, yaşlı ve tecrübelilerin ise harikulade bir pusulaya ve yerlerinden uzaklaştırıldıklarında dahi rota değiştirip doğru yolu bulabilme yeteneğine sahip olduğunu göstermektedir
Göç zamanını nasıl belirliyorlar?
Kuşların nasıl ve neden göç etmeye başladıkları, "göç kararını neye dayanarak aldıkları yüzyıllardır merak edilen bir konudur
Bu konuya cevap vermek için yapılan deneylerden biri şöyledir: Bahçe bülbülleri , ısı ve ışık gibi iç koşulları değiştirilebilen bir laboratuar da deneylere tabi tutulmuştur
Peki kuşlar göç vaktini neye dayanarak belirlerler? Bilim adamları bu sorunun cevabını hala bulamamışlardır
Aynı sistemin sadece tek bir göçmen kuş için değil, bütün göç eden canlılar için geçerli olduğunu düşünürsek bu soruların cevapları daha da önem kazanır
Bilindiği gibi göçmen kuşlar aynı yerden göçe başlamazlar, çünkü her biri aynı yerde bulunmamaktadır
Göç gibi planlı bir hareketin kendi kendine oluşması imkansızdır
Enerji kullanımı
Kuşlar uçmak için büyük bir enerji sarf ederler
Göçmen kuşların metabolizmaları da, bu işi kaldıracak kadar güçlüdür
"V" şeklindeki uçuş
Uçuş teknikleri
Kuşlar, böyle zorlu uçuşlar için uygun bir tarzda yaratılmış olmalarının yanında, bir de elverişli rüzgarlardan faydalanmalarını sağlayacak yeteneklerle donatılmışlardır
Örneğin leylek, yükselmekte olan ılık hava akımlarıyla 2
Kuş sürülerinin bir başka uçuş tekniği ise "V" şeklindeki uçuştur
Sıcak hava dalgası içinde yükselen kuş, en yukarı ulaştığında kendini aşağı bırakarak süzülür
Yüksek irtifada uçuş
Göçmen kuşların bir bölümü çok yüksek irtifada uçarlar
Ancak bu hayvanların ciğerleri, yükseklerdeki oksijenden maksimum oranda faydalanabilecek şekilde yaratılmıştır
Mükemmel duyma yeteneği
Kuşlar göçleri sırasında hava olaylarına da dikkat ederler
Yandaki illustrasyon, kuşların uçarken faydalandıkları 12 unsuru göstermektedir
1-Güneş
2-Zamanlama hissi,
3-Yıldızların konumları,
4-Ultraviyole ışınları,
5-Polarize ışık,
6-Çok düşük frekanslı sesler
7-Çok uzaklardan gelen dalga, gök gürültüsü gibi sesler,
8-Dünyanın manyetik alanı,
9-Yerçekimi,
10-Meteoroloji değerlendirilmesi,
11-Uygun rüzgarlar,
12-Yeryüzü şekilleri
Yön algılama
Kuşlar, binlerce kilometrelik uçuşları sırasında, pusula, harita ya da benzeri yön belirleyicilerden yoksun olarak, nasıl doğru yönü bulmaktadırlar?
Bununla ilgili olarak ilk öne sürülen teori, kuşların yer şekillerini ezberledikleri ve böylece yolu şaşırmadan kat edebildikleri şeklindeydi
Konuyla ilgili olarak güvercinler üzerinde yapılan bir deneyde, hayvanların gözlerine etrafı görmeleriniengelleyen donuk lensler takılmıştır
Daha sonra yapılan araştırmalarda, dünyanın manyetik alanının özellikle kuş türleri üzerinde etkili olduğu anlaşılmıştır
Bazıları, kuşların vücudunda bir tür pusula olduğunu söyleyerek, konuyu açıkladıklarını zannetmektedirler
Soru şudur: Kuşlar
Ne kuşun kendisi, ne de bir tesadüf, vücuda son derece gelişmiş bir pusula ekleyemez